28 Şubat 2013 Perşembe

Burnumun ucu


Mutluluk.
Vücudumuzun hormonlar salgıladığı, normalde zıplayamayacağımız kadar yükseklere zıplattığı, kalbimizin son vites hızda çarpmasını sağlayan duygu. Anlayacağınız hayatta tadılabilecek en güzel duygu .
           
    Hep hayattan bir şeyler isteriz. Araba olur, para olur, ev olur, aile, eş, çocuk olur. Bunları isteriz çünkü “hayat” dediğimiz bu,  70-80 hadi bilemedin 90 yıllık süreçte olmasını istediğimiz planlarımız vardır. Sırayla da onları gerçekleştirmek isteriz. İsteriz çünkü kafamıza sanki doğumda işlenmiş gibi, sürümümüzde bir virüs gibi şu düşünce vardır kafalarda:”bunlara sahip olursam ben mutlu olurum” . Bizde bunun için yıllarımızı harcarız. Birimiz kariyer der, profesör olana kadar didinir hayatın güzel esintilerini kaçırır. Başka birisi ise bu planlarını çok çabuk gerçekleştirir ve mutluluğu kısa sürünce gözünün önündeki mutluluğu riskli işlerde arar.

  Bana göre ise mutluluk burnumuzun dibinde! Alay etmiyorum, belkide mutluluk gerçekten burnumuzun dibinde. Hani iki gözümüzde açıkken göremediğimiz burun ucumuz misali. Ama tek göz ile baktığımızda orada olan şey, nasıl iki göz ile bakıldığında ortadan kaybolur? Bunu beynimizin yaptığını okumuştum. Belki de mutluluk da iki gözle hızlıca bakılmaması gereken bir duygudur. Arada bir gözümüzü kapatıp hayatta yavaşlamamız gerekiyordur ve o an yavaşladığımızda, mutluluğu yine hissedeceğizdir. Ve beynimizde hayatta yeniden hızlandığımızda, hayatın tadını çıkararak yaşamak yerine koşturmayı seçtiğimiz zaman bize oyun oynayacaktır. Mutluluğu yine saklayacaktır .

  Anlık mutluluk kavramı ile sonsuz mutluluk kavramını ben hep yanlış anlamışım dedim bunları yazarken. Planlarımızı gerçekleştirince oluşan mutluluklar sonsuz mutluluk değildir bence onlar en fazla bir gün sürecek  mutluluklardır ve bir gün hafızamızdan silinip değersiz olacaklardır. Ama hiç beklenmedik olaylar ve arkadaşlarla geçirilen bir gece, komik şakalaşmalar bunlar ise tam aksine anlık değil sonsuza dek süren mutluluklar. Çünkü o an her bir fotoğrafa baktığında ya da her birini düşündüğünde yine yüzünü güldürecek ve seni yine mutlu edecektir. Planlarımı gerçekleştirip mutlu olacağım  derken, hayattan zevk almayı unutup göçenler ne nicedir…
Bende onlardan biriydim. Ben hep mutlu olmayı bekledim. Mutlu olmak içinde nedenlerim vardı. Ve asıl unuttuğum şey ise olanları gerçekleştirene kadar, onları yapmaya çalışırken mutlu olduğum oldu. Ne zaman hayallerim gerçekleşti “yapılacaklar liste”mden bir tane daha plan silindi o zaman mutluluk yine  saklandı burnumun ucuna .


  
  Ve ben şimdi yine hayaller peşinde koşuyorum yavaş yavaş . Hızımı alarak ilerliyorum hayatta . Tat alarak , gözlerim kapalı gidiyorum hayatta... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder