Mutluluk.
Vücudumuzun
hormonlar salgıladığı, normalde zıplayamayacağımız kadar yükseklere zıplattığı,
kalbimizin son vites hızda çarpmasını sağlayan duygu. Anlayacağınız hayatta
tadılabilecek en güzel duygu .
Hep hayattan bir şeyler isteriz.
Araba olur, para olur, ev olur, aile, eş, çocuk olur. Bunları isteriz çünkü
“hayat” dediğimiz bu, 70-80 hadi
bilemedin 90 yıllık süreçte olmasını istediğimiz planlarımız vardır. Sırayla da
onları gerçekleştirmek isteriz. İsteriz çünkü kafamıza sanki doğumda işlenmiş
gibi, sürümümüzde bir virüs gibi şu düşünce vardır kafalarda:”bunlara sahip
olursam ben mutlu olurum” . Bizde bunun için yıllarımızı harcarız. Birimiz
kariyer der, profesör olana kadar didinir hayatın güzel esintilerini kaçırır.
Başka birisi ise bu planlarını çok çabuk gerçekleştirir ve mutluluğu kısa
sürünce gözünün önündeki mutluluğu riskli işlerde arar.
Bana göre
ise mutluluk burnumuzun dibinde! Alay etmiyorum, belkide mutluluk gerçekten
burnumuzun dibinde. Hani iki gözümüzde açıkken göremediğimiz burun ucumuz
misali. Ama tek göz ile baktığımızda orada olan şey, nasıl iki göz ile
bakıldığında ortadan kaybolur? Bunu beynimizin yaptığını okumuştum. Belki de
mutluluk da iki gözle hızlıca bakılmaması gereken bir duygudur. Arada bir
gözümüzü kapatıp hayatta yavaşlamamız gerekiyordur ve o an yavaşladığımızda,
mutluluğu yine hissedeceğizdir. Ve beynimizde hayatta yeniden hızlandığımızda,
hayatın tadını çıkararak yaşamak yerine koşturmayı seçtiğimiz zaman bize oyun
oynayacaktır. Mutluluğu yine saklayacaktır .
Anlık
mutluluk kavramı ile sonsuz mutluluk kavramını ben hep yanlış anlamışım dedim
bunları yazarken. Planlarımızı gerçekleştirince oluşan mutluluklar sonsuz
mutluluk değildir bence onlar en fazla bir gün sürecek mutluluklardır ve bir gün hafızamızdan
silinip değersiz olacaklardır. Ama hiç beklenmedik olaylar ve arkadaşlarla
geçirilen bir gece, komik şakalaşmalar bunlar ise tam aksine anlık değil
sonsuza dek süren mutluluklar. Çünkü o an her bir fotoğrafa baktığında ya da
her birini düşündüğünde yine yüzünü güldürecek ve seni yine mutlu edecektir.
Planlarımı gerçekleştirip mutlu olacağım
derken, hayattan zevk almayı unutup göçenler ne nicedir…
Bende
onlardan biriydim. Ben hep mutlu olmayı bekledim. Mutlu olmak içinde nedenlerim
vardı. Ve asıl unuttuğum şey ise olanları gerçekleştirene kadar, onları yapmaya
çalışırken mutlu olduğum oldu. Ne zaman hayallerim gerçekleşti “yapılacaklar
liste”mden bir tane daha plan silindi o zaman mutluluk yine saklandı burnumun ucuna .
Ve ben şimdi yine hayaller peşinde koşuyorum yavaş yavaş . Hızımı alarak ilerliyorum hayatta . Tat alarak , gözlerim kapalı gidiyorum hayatta... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder