10 Haziran 2013 Pazartesi

Oyuncu

Yaratılıştan ötürü olsa gerek, beynimiz her şeyi algılayamıyor. Bazıları hiç önemsemiyor onlara da “tahtası eksik” diyoruz ya işte…

Oldum olası kafama takılmış sorular var o boş olduğunu düşündüğüm kafatasımın içinde. Belki de bunları düşünmeye çok erken başlamış ta olabilirim. Şu kadarcık ömrümde ise en çok anlamadığım, hep yarıda bıraktığım konu ise sadece kader. Kader. 5 harfli, bizim gelecek, geçmiş ve şimdiki zamanımızı kapsayan, yapacaklarımızın hatta yaşayacaklarımızın daha önceden yazılmış olduğunu belli eden kavram. Sözlükte ki anlamı bu olmayabilir belki, ama benim için tek anlamı bu. Kader nedir ya?

Ne biçim bir güç her şeyi ayarlamış olabilir? Eğer ayarlanmış ise olacak her şey, neden yaşıyoruz ki? Ve eğer hiçbir şeyin bir planı yoksa eğer, hiçbir şeyin bir getirisi, hayrı yok ise, neden bu kadar kötülük var hayatımızda, eğer cezalarını çekmeyecek ise bu kötüler?

Bu konuyla alakalı olan her düşüncem yanında küçük bir soru işareti ve üç nokta ile sonlanıyor. Böyle sonlanmak zorundalar belki çünkü içinin boş olduğunu düşündüğüm, yaklaşık 8 kg ağırlığına gelen bu kafamda taşıdığım beynim bunu kavrayamıyor. Her bu konuyu düşündüğümde, derinlere inmeye, kara sulara dalmaya başladığım an da, beynim, 404 NOT FOUND ERROR veriyor belki de.

Peki değiştirebilir miyiz sizce alın yazımızı? Çıkmayan mürekkeple yazılmış bir yazı nasıl değiştirilir? Hayatı karalayıp daha çok çıkmaza sokarak mı? Cevap bu olmasa gerek, belki de bir “tipex”e ihtiyacımız var bütün kaderimizi silecek olan. Ya da biz elimizle kazıyacağız o mürekkepli yazıları kalbimizin duvarlarından. Azim, inanç, umut, bunlar belki de bize güç, kuvvet verecek duvarları sökmemizde.

Bunlar la beraber hayatının gidişatını değiştirmiş insanlar, kaderini güldürmüş, şeytanın bacağını kırmış onca oyuncu. Ya bu da onların kaderiyse?


Ya oyunu değiştirmek de bizim kaderimizse?   30.03.13 cumartesi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder