24 Mayıs 2013 Cuma

Memeyaaa


Yine düştüm yazma yollarına…
Yine aynı istek tabi ki; içimdekileri dökmek.

Konuşmak, garip sesler çıkarmak yeterli olmayınca yazmaya başlıyorum galiba. Bir farklı oluyor sanki yaşadıklarım yazıya geçince. Neyse yine uzattık,  yazalım bari?
Onu ne kadar çok sevdiğimi tekrardan fark etme yolları…. Dırırırıırırırırırırım

Onu sevgilinmiş gibi diğerlerinden kıskanmak, hatta ona sinirlenmek ama hiçbir şey diyememek . onu tekrardan kaybetmeyi göze alamamak . Bu kişi kod adı “meme”.

Meme benim en yakın arkadaşım galiba, yada his olarak şu an bana buğday tanem kadar yakın. Memeyi bir kere kaybettim ve şu an cicim aylarını yaşıyoruz gibi. Onun ne kaybolmasını istiyorum ne de takıldığı diğer kişilere benzemesini… Bunun için ise ne yapacağım hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Her dakika onu hatırlamak için ondan manevi değeri olan objeleri yanımda taşıyorum (ki kırdım yanlışlıkla…. L ) . Bu sayede her zaman onu hatırlıyorum.  Her bileğime bileklik yaptığım kolyesine baktığımda, ilk, güzel hülyalara, güzel anılara dalıyorum sonra ise “diğer” yaşadıklarımızı hatırlıyorum. O “diğer” kısmına gelene kadar yüzümde oluşan gülümseme bir anda göz yaşı oluyor, düşüyor yastığıma, geometri kitabıma…
Bu iyi mi kötü mü bilemiyorum. Eğer her hatırladığımda yaram kabuk bağlayacak ise iyi ama her zaman ona bu konu hakkında 10 kez soracak isem, İŞİMİZ VAR KANKA*-*
24-25.05.13   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder