Biz insanız.
Hepimiz hatalar yaparız. Ne kadar, yapılan hatalara göre insanlara etiketler
taksak ta, kendimiz de hata yapıp o duruma düşene kadar bu gerçeği
kabullenemeyiz.
Ben hatalar
yaptım. İstersen sınavda yanlış şıkı işaretleme olsun, istersen de büyük insanı
utanç derecesine düşürecek hatalar olsun. Yanlışlarım oldu, yapmayı sevdiğim,
yine olsa yine yapacağım. Ama en büyük hatam yine aptallığım oldu. Tek pişman
olacağım hata da yine aptallığım olacak. Hayır spastik değilim aptallık derken
ondan bahsetmiyorum. En büyük aptallığım insanlara çok çabuk güvenmem. Bu
istersen 1 yıl olsun ki hiç kısa bir süre değil ama yeterli olmaz, istersen de
4 sene olsun birinin eline kalbini verip güvenmek için yine yeterli değil.
Peki, o süre
nedir? Ne kadardır? Garanti belgesi imzalatıp 10 yılda anlaşalım mı karşı
tarafla? Bana göre ne kadar zaman geçse de onun gözünden anlaman gerekir
güvenip, güvenemeyeceğini. Gözünden, sana bakışından, samimiyetinden…
Ama bazen
bunlarda yetmez, eğer insanlara çabuk güvenecek biri isen, gözden kaştan
anlamıyor isen. O zaman ise 10 yıllık, 5 yıllık arkadaşların yanındadır. Çünkü
onlar artık seni bilirler, sen ne olursan ol sana alışmışlardır. Özelliklerini
değiştirmeni ve ya özelliklerin yüzünden seni bırakmak gibi düşünceleri yoktur
onların. Onlar kızarlar sana ama annen baban, ailen gibi seni yinede
bırakmazlar (eğer birini öldürmediyseniz tabi orasını bilemem…). Seni
karşılıksız severler nasıl sen onları öyle seviyorsan.
Ve onlar
seninle küsken bile iyiliğini isterler, onlar koruyucu meleklerdir. Seni diğer
şeytanlardan, sana garezi olan insanlardan koruyacak olan melekler. Herkese en
az 2 tane gereklidir. Biri sol omzunda biri sağ omzunda olacak şekilde yada
senin biri yorulunca diğerinin omzuna yatacağın seni sakinleştireceği şekilde. (Ece’m,
Betül’üm ve Akaşa’m için…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder